Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

2 Ocak 2012 Pazartesi

Siyah Beyaz Eski Fotoğraflar...




Fotoğraf sadece hızlıca akıp giden zamanı kısacık bir zaman içinde dondurmak değildir. Benim için; anılar, geçmişten kalanlar, göze hitap ettiği kadar ruha hitap eden kısacık zamanlardan çalmaktır fotoğraf.

Bu gün uzun uzun eski fotoğraf albümlerine bakarken buldum kendimi. Çocukluğum ve o zamanlar sonsuza dek birlikte olacağımızı düşündüğüm ailem. Fotoğrafların çoğu siyah beyaz, kimilerinin kenarları oldukça yıpranmış. Aynı dönemdeki renkli fotoğraflar ise ailemize Almanya'da bir dönem yaşamış olmanın getirdiği farklılık. Tek farkımız bu değildi tabi:) O zamanlar Türkiye'de sayılı renkli televizyonu olanlar arasındaydık. Renkli yayın var mıydı derseniz? Hayır yoktu. Ama bizde renkli yayını gösteren bir televizyon vardı:)

Herşey değişti tabi. Bizler büyüdük. Sevdiklerimizi kaybettik. Ama bu fotoğraflar o anları nasılda yeniden yaşatıyor. Defalarca bakıyorum her birine. Kimileri ben düyaya gelmeden çok önce... Farkettim ki ben bu duyguyu sadece kendi aile fotoğraflarımda yaşamıyorum, başkalarının eski fotoğraflarına bakarken de yaşıyorum. Geçmişte kalanların izlerini takip etmek güzel geliyor bana.

Bir gün bir başkasının geçmişinde kalanlarından olacağım güne dek hep böyle hissedeceğim sanırım. Albümlerimde kalan geçmişimdeki anları yaşatan, paylaşan tüm sevdiklerime dualarımı gönderiyorum.İyi ki hayatı paylaşabilme şansımız oldu..

2 yorum:

  1. çok güzel bir site yapmışsın mehtap ablacığım...
    akılda kalıcı şeyler bunlar..

    YanıtlaSil