Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Gezginin Notları: Büyükada - Kavacık - Kanlıca ve Bir pazar günü..

Ali İlker Elçi, İfsak 164. dönem proje danışman yardımcısı. Çalıştıkları proje konusu Vapurlar... Havalarda güzel olunca adalara doğru bir vapur seyahati kaçınılmaz olmuş tabi. Gruptan önce Büyükada'ya varmış olduğumuzdan iskelenin hemen karşısındaki çay bahçesinde oturup, kahvelerimizi içerek onları bekledik. Zaman ilerledikçe ada kalabalıklaşmaya başladı. Nihayet vapurdan inen yolcular arasında bizim beklediğimiz grupta göründü. Fotoğraf çeken herkesin yaptığı gibi bizde bir zaman aralığını enfes balıklara ayırdık:) İçimizi serinletecek dondurmadan da kendimizi mahrum bırakmadık tabi. Keyifli bir fotoğraf buluşmasının ardından, grup dönüş yoluna çıktı.

Ama gün Serdar ve benim için bitmedi. Kavacık tarafında güzel bir piknik, günün yorgunluğunu biraz daha arttırdı. Gün biterken Kanlıca'ya gidip harika bir gün batımı izledik ve yoğurtlarımızı yedik.

Anlayacağınız dün gezi, fotoğraf, keyif dolu bir gün geçti.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder