Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

25 Ocak 2011 Salı

Ayasofya'yı gezdiniz mi?

İstanbul'da yaşarken tarihle içiçe yaşamaya alışıyor sanırım insan. Bu aslında zaman zaman olumsuz da bir etki yaratıyor. Bu kadar iç içe olunca bazen alışılageldik oluyor bu durum.

İstanbul tarihi dokusuyla muhteşem bir şehir. Ayasofya'da bu tarihi örüntünün bir parçası. Görmediyseniz mutlaka gidip görün. Müze kartı duymuşsunuzdur muhakkak. Ücreti 20TL. bir çok müzeye girişinizi sağlıyor. Aslında pek konuyla ilgili değil ama aklımda olan kalemimde de olsun dedim. Bu yıl özelleştirilmiş. Nedenini pek anlayamadım aslında. Zaten gelir elde edilen alanları özellştirerek karı bölmenin faydası nedir anlayamadım. Üstelik Konya'da ki müzeleri gezerken müze görevlileri de bu duruma pek anlam verememişler ki sohbetlerimiz arasında bu konu da geçti. Umarım mantıklı bir açıklaması vardır.

Şimdi gezdik ama neler gördük kısa bir Ayasofya Turu yapalım...















Bu arada küçük bir bilgi vereyim; Ayasofya 'nın içinde yer alan işlemeler İz Tv'de Edebiyatçı Eray Canberk ve tarihçi Rüknü Özkök'ün sunduğu "Ömür Biter İstanbul Bitmez" programında ayrıntılı bir şekilde ele alnıyor. Programın eski bölümleri de zaman zaman yayınlanıyor. İzlemediyseniz mutlaka izleyin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder