Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

29 Eylül 2010 Çarşamba

Portre Atölyesi

Bu akşam Oktay Çolak'ın İfsak'ta açtığı portre atölyesine yardımcı eğitmen olarak görev almaya başladım. Atölye belirlenen saatlerin dışına çıktı biraz ama paylaşılan konular, görseller ve Oktay Hoca'nın keyifli sohbeti zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmedi.

Özportre çalışan biri olarak Oktay Hoca'nın anlattıkları hala zihnimde dönüp duruyor. Ve elbette daha iyi portreler çekebilmek arzusu da gittikçe büyüyor içimde. Atölyelere katıldıktan sonra eve dönene dek içimde bir karmaşa ve yeni şeyler deneme arzusu oluyorsa bir sonraki haftayı iple çekiyorum. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

Fotoğraf benim için tam anlamıyla bir tutku. Heyecanı merakı içinde barındıran bu tutku zaman geçtikçe artarak devam ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder