Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

6 Ekim 2010 Çarşamba

Portre Fotoğrafı ve Oktay Çolak

27 Eylül Pazartesi akşamı Oktay Çolak'ın açtığı "Portre Fotoğrafçılığı" atölyesi için eğitmen yardımcısı olarak İfsak'taydım. Öncelikle uzun zamandır katılmak istediğim bir atölye olması nedeniyle keyifli olduğumu belirteyim. İstanbul'un trafiğinde 19:30'da başlayacak bir organizasyona yetişmek için geçirdiğim zamanı değerli kılacak bir atölyedeydim söyleyeyim.

Oktay Hoca'yı tanıyanlar anlatım tarzını bilecektir ama ben tanımayanlar için, kendisini dinlerken sıkılmak gibi bir ihtimalin olmadığını belirteyim. Portre çekimi hakkında teorik bilgilerin yanında pratik bilgilerinde verildiği atölyede ilk oturumdan bu yana aklımı kurcalayan, zihnimi yoran düşünceler uçuşup duruyor.

Özportre çalışan biri olarak Oktay Hoca'nın anlattıkları ile benim fikirlerim zihnimde dönüp duruyor. Ve elbette daha iyi portreler çekebilmek arzusu da gittikçe büyüyor içimde. Atölyelere katıldıktan sonra eve dönene dek içimde bir karmaşa ve yeni şeyler deneme arzusu oluyorsa bir sonraki haftayı iple çekiyorum. Tıpkı bu atölyenin oturumlarında olduğu gibi.

Oktay Hoca'nın bir çok fotoğrafını görme şansını yakaladım. Flaş kullanımını oldum olası sevmeyen biri olarak; flaş kullanmadan yalnızca doğal ışıktan faydalanarak çekilen portre fotoğrafların ne kadar etkileyici olduğunu görünce kendi adıma doğru yolda ilerlediğimi teyitlemiş oldum.

Kendisinden aldığım izinle büyüsünden çıkamadığım fotoğrafını sizlerle paylaşmak isterim. Kendisine de teşekkür ederim.

Atölye içinde yaptığımız çekim gezisi ise verimli ve keyifli geçti. Oktay Hoca'nın yakaladığı bazı karelerdeki heyecanı ise görülmeye değerdi.

Atölye bitti. Yeni şeyler öğrenmiş olmanın hazzı inanılmaz. Tabi öğretebilenin önemi de ayrı. Fotoğrafı, portre fotoğrafını böyle seven birinden bir şeyler öğrenmiş olmak kesinlikle bir fırsat. Portre fotoğrafı ile ilgilenen tüm fotoğrafçılara İfsak'ta portre atölyesine katılıp Oktay Hoca ile tanışmalarını tavsiye ederim.

Fotoğraf benim için tam anlamıyla bir tutku. Heyecanı merakı içinde barındıran bu tutku zaman geçtikçe artarak devam ediyor. Yenilenerek ve değişerek..

1 yorum:

  1. Oktay Hoca sadece portre fotoğrafı adına teknik bilgilerinden yararlanılacak biri değil Dünyanın bir çok ülkesinde bulunmuş ve portre fotoğrafçısı olması sebebiyle gittiği yerlerin sosyolojik insanların psikolojik yapılarını çok iyi bilen, portre fotoğrafı çekerken karşısındaki model olan o farklı toplumun insanına dair komplike çözümlemeler yapan biri. Ve yaptığı çözümlemeye göre bir insana nasıl yaklaşılması gerektiğini çok çok iyi bilen biri. Seçtiği fotoğraf dalı doğrudan insanla ilgili. Bir insanı çok kısa bir sürede tanımak çözümlemek ve ona göre yaklaşımda bulunup, o insanı bir görsel sanata dönüştürmek müthiş bir iş. Bu, bir iş olasının ötesinde, çok yüce büyük bir olgunluğa, bilgeliğe dönüşüp Oktay ÇOLAK bünyesinde toplanmış. Ve bütün bunların yanında işinde dünya çapında isim yapmış akademisyen. Çok değerli bilgilerini ve birikimlerini hiç esirgemeden öğrenciler yetiştiren bir akademisyen.

    YanıtlaSil