Bloğuma hoşgeldin adını bilmediğim okuyucu

Yazmak oldum olası bana "çekici" gelmiştir. İnsan ardında bir şeyler bırakmak için mi yoksa yaşadıklarını unutur korkusuyla mı yazma ihtiyacı duyar bilinmez ama mağaradaki kayalardan günümüzdeki bilgisayar ekranına yazmaya kadar ilerletmiş bu işi. Bu süregelen yazma ihtiyacı bende de aynen devam ediyor. Haliyle bende kağıt kalem kullanımından dünyanın vazgeçilmezi olan blog yazılarına ilerlettim bu işi..

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Küçük notlar...

Hamileliğimin ilk aylarında yaşadığım bulantılar ve halsizlik artık neredeyse bitti. Şimdi ara sıra tansiyon problemi yaşıyorum ama aslında oğlumu kucağıma alacağım o muhteşem anı bekliyorum. Zaman zaman onu kucağıma aldığım anı hayal ediyorum zaman zaman eşimle birlikte oğlumuzla gülücükler attığımızı. Sıkıntılı dönem geçince odak noktası sadece doğum zamanı ve sonrası oluyor.

Bazı anneler gibi herşeyi detayıyla öğrenmeye çalışan ve sürekli internet başında oturup araştıran bir anne değilim. Galiba duyacağım olumsuz şeylerden kendimi sakınmamın yolu bu benim için:)

Bu arada yarın annler günü ama ben şimdiden tüm annelerin ve kuzenlerini, yeğenlerini ya da başkalarını kucaklayan, şevkatle saran doğurmadan annelik yapan "anne"lerin gününü kutluyorum. Yarın doya doya sarılıp koklayarak kutlayacağım ama annemin de anneler günün kutlamadan geçemeyeceğim:) Genelde çocukla birlikte annelerin kıymeti anlaşılır derler ama benim annem bana her zaman kıymetli. Üstelik babamı halen yaşatan tek kaynak benim için. Onu seviyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder